Merhaba Kıymetli Okurlarımız,
Hafta sonu Bulgaristan ve İrlanda’da düzenlenen 2024 U20 Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanan 20 yaş altı Milli Takımımızı tebrik ederek başlamak istiyorum. Bu yaş grubunda daha önce 6 kez Avrupa Şampiyonluğu yaşayan İtalya’yı 5 set sonunda yenerek şampiyonluğa ulaşan Milli Takımımız, 2008 ve 2020 yıllarından sonra 3.kez Avrupa’nın en büyüğü oldu. Bu arada İrlanda, tarihinde ilk defa bir CEV organizasyonuna ev sahipliği yaptı ve Uluslararası Voleybol Hakemimiz Seçkin Yener, bu ülkede maç yöneten ilk Türk Voleybol Hakemi oldu.
Genç Sultanlar 18 Maçtır Kazanıyor
Maçlarını Bulgaristan’da oynayan U20 Mili Takımımız, çıktığı 9 karşılamayı da kazandı. Üçüncü maçta Hollanda’yı 0-2’dan dönüp 3-2 yenmemiz, şampiyonluğun habercisi gibiydi. Her ne kadar 9 maç desem de U20 Milli Takımımız, bu yıl çıktığı 18 karşılaşmayı da kazandı. Genç Sultanlar 24 Temmuz’da Arnavutluk’taki Balkan Şampiyonası’nda da namağlup şampiyon olmuştu.
U20 Milli Takımımızın bu iki şampiyonluğunun yanı sıra bu sezon, U22 Milli Takımımız Avrupa üçüncüsü, U18 Milli Takımımız Avrupa beşincisi, U16 Milli Takımımız Balkan Şampiyonu oldu. U17 Milli Takımımız ise Peru’da devam eden Dünya Şampiyonası’nda çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde rakibimiz geçen sene finalde 3-2 kaybettiğimiz İtalya. Maç, Cuma günü sabaha karşı 0.30’da oynanacak. Dünya Şampiyonluğu yolunda U17 Milli Takımımıza başarılar diliyorum. Görüldüğü gibi voleybolumuzda pırıl pırıl bir nesil geliyor.
Geçen haftaki yazımda 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda 4.olarak tarihimizin en iyi derecesini yapmış olsak da oynadığımız oyunun, olimpiyat altını beklentisi içindeki ülkemizi tatmin etmediğinden bahsetmiş ve çözüm önerilerimi ifade etmiştim. Arkadan gelen voleybolcularımızın sportif alandaki başarıları büyüyerek devam ediyor. Bu yazımda ise saha içinde olduğu kadar saha dışında da geliştirmemiz gereken bazı konulardan ‘Haberiniz Olsun’ istiyorum.
Spor Kültürü ve Olimpik Eğitim
Team Türkiye olarak son 40 yılın en az madalya kazandığımız olimpiyat oyunlarını yaşadık. Paris’te 18 branşta, 101 sporcumuzla 3 gümüş, 5 bronz, toplam 8 madalya kazanabildik. Genç sporcularımızın mücadelesini gururla izleyip, gelecek oyunlar için umutlandık. Genç bir nüfusa sahip ülkemizde spor kültürünün olimpik seviyeye gelmesi için Beden Eğitimi öğretmenlerinin önemini daha önce de dile getirmiştim. Atama bekleyen binlerce branş öğretmenlerinin ana sınıfından itibaren göreve başlaması spor kültürü yüksek nesillerin oluşmasına katkı yapacaktır. İşte, tam da bu konu için çok güzel bir projeyi hatırlatmak istiyorum.Bildiğiniz gibi Türkiye’de olimpiyat ve spor konusunda yetkili ve bilgili, dünyaca tanınan tek kurum, T.C. Cumhurbaşkanı’nın da Onursal Fahri Başkanı olduğu Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’dir. Kurulduğu 1908’den beri devlet yardımı almadan, Türk Sporunun gelişimi için çalışan üst düzey bir hizmet kurumu olan TMOK, kanunla kurulmuş, toplum yararına hizmet veren bir sivil toplum örgütüdür. TMOK, ilk hedefi başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere sporu insanlarımızın hayatının bir parçası haline getirmek. Türkiye’nin başarılı bir spor ülkesi ve Türk Sporunun uluslararası camiada dostluk, saygı ve mükemmellik gibi Olimpik değerler üzerinden tanındığı bir gelecek yaratmak için çalışır.
TMOK, 9-11 yaşlarında birinci kademe eğitim seviyesindeki çocuklarımıza erken yaşta spor kültürü edinmelerine yönelik bir projeyi yaklaşık 20 yıldır uyguluyor. Spor Kültürü ve Olimpik Eğitim Projesi kısa adıyla OLİ, Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde deneyimli sunucusu, sevilen maskotu Oli ve rol modeli niteliğindeki Milli Sporcularımızın da katılımlarıyla 45 dakikalık interaktif eğitimler düzenliyor. Proje kapsamında akademisyenler ve çocuk psikologları iş birliğiyle, çocukların ilgi ve algılamalarına uygun olarak sürekli geliştirilen eğitimlerde; spor, sağlık, beslenme, çevre duyarlılığı, insan vücudu, Olimpiyat Oyunları, spor dalları, spor kültürü ve ahlakı, Fair Play gibi konular; eğlenerek öğrenmeyi sağlayan çeşitli videolar, çizgi filmler, küçük yarışmalar ve renkli görsellerle işleniyor.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Talim Terbiye onayı ile Türkiye’de ilköğretim okullarına girme hakkına sahip tek proje olan OLİ, aynı zamanda Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından dünya çapında Olimpik değerler eğitimi programı kapsamında yapılan en iyi projeler arasına dahil edilmiş ödüllü bir proje.
17 Şubat 2006 tarihinden bu yana yaklaşık 50 farklı şehir ve 5000’den fazla devlet ve özel ilköğretim okulunda 2 milyonu aşkın öğrenciye ulaşan bu yararlı projenin çok daha aktif kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Zira bu proje ile gelecekte saha içinde olduğu kadar saha dışında da ihtiyacımız olan olimpik ruha sahip insanlarımızın sayısını arttırabiliriz. 2036 Olimpiyat Oyunları’na talip olan ülkemizin o tarihte sahada ve tribünde yer alacak kişilerin eğitimine şimdiden başlaması gerektiğini düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla.