Merhaba Kıymetli Okurlarımız,
Spor dünyasının en görkemli organizasyonu 33. Olimpiyat Oyunları Paris’te başladı. Açılış töreni öncesinde yapılan bilgilendirmelerde bugüne kadar yapılmış en görkemli tören olacağı duyuruluyordu. İlk kez stat dışında yapılacak bir törende ses ve ışık gösterileriyle çok özenilen bir sunum olacağı anlatılmıştı.
Yaklaşık dört saat süren tören geçişini, Seine Nehri boyunca kurulan tribünlerde yaklaşık 350.000 kişi ile ekranları başında milyarlarca kişi izledi. Tören, açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Geçiş boyunca sergilenenler tüm dünyada büyük yankı uyandırırken, sevgili Cem Zeren’in Aydınlık Gazetesi’nde 28 Temmuz tarihli yazısında yaptığı tespitleri bir kere daha okumanızı tavsiye ederim. Kısaca belirtmem gerekirse olimpiyat oyunları gibi muhteşem bir spor organizasyonunda bazı kavramları bu derece zedelemeye gerek yoktu diyerek konuyu kapatmak istiyorum.
Filenin Sultanları İlk Maçta Zorlandı
Ülkemizi Paris’te temsil eden tek takım olan A Kadın Milli Voleybol Takımımız, yer aldığı C Grubundaki ilk maçında Hollanda ile karşılaştı. Bu yıl Milli Takımlar sezonuna sakatlık ve rahatsızlıklarla başlayan takımımızın kadrosunda yapılan son değişiklik, özellikle sosyal medyada geniş yer buldu. Ayrıca bir sporcumuzun yaklaşık iki yıl önce kendisine yöneltilen bir soruya verdiği cevabın, belirli bir kısmının kırpılarak, neye hizmet ettiği belli olmayacak şekilde yeniden gündeme getirilmesiyle ortaya çıkan kaotik ortamın etkisi, ilk maçın ilk iki setinde açıkça belli oldu. Bir anda 2-0 geriye düştük. Yüzlerindeki ifadeler, vücut dilleri ve oyun içinde kendilerinden görmeye alışık olmadığımız hatalar, az kalsın yenilgiye sebep oluyordu. İlk iki seti kazanan rakibi karşısında 3.sette 13-10 geriye düşen Milli Takımımız, azıcık kendine gelince işin rengi değişti. 16-16’da rakibini yakalayan Millilerimiz geçen sezonu hatırlatan bir şekle büründü ve maça tutundu. Ardından maçın 4.setinde de 20-17 gerideyken 8-2’lik bir seri bulan Filenin Sultanları skoru eşitledi. Netice setine geldiğimizde maçın başındaki tüm olumsuz etkilerden kurtulan Milli Takımımız maçı 3-2 kazanarak harika bir geri dönüşe imza attı.
Bu maçla ilgili elbette söylenecek çok şey var. Ancak benim açımdan en önemli konu, Hollanda takımının Alman Başantrenörü Felix Koslowski’nin Fair Play karşıtı davranışıydı. Oyuncusu Knollema’nın eline çarparak dışarı çıkan topu tüm dünya gördü, sadece kendisi göremedi(!) Neyse ki ekranlara yansıyan görüntüyü değerlendiren karşılaşmanın hakemleri Denny Cespedes (Dominik Cumhuriyeti) ve Stefano Cesare (İtalya) kritik noktada doğru tespiti yaptılar ve sayıyı takımımıza verdiler. İki hakemi, üstelik aynı grupta rakibimiz olan ülkelerin vatandaşı olmalarına rağmen işlerine duygularını karıştırmadan doğruyu yapmalarından dolayı tebrik ediyorum. Aynı antrenör, Millilerimize karşı geçen sene Almanya’nın başındayken de aynı davranışta bulunmuş ancak maçın hakemleri yine sayıyı bize vermişlerdi. Demek ki Hollanda’nın baş antrenörü ve oyuncusunun Fair Play konusunda öğrenmesi gereken konular var! Bu tür davranışların da açılış törenindeki görüntüler gibi olimpiyat ruhuna aykırı olduğunu düşünüyorum.
İkinci Rakip Dominik Cumhuriyeti
Filenin Sultanları gruptaki ikinci maçta bana göre en zorlu rakiplerden biri olan Dominik Cumhuriyeti ile karşılaştı. Sakatlığı sebebiyle uzun zamandır kadroda yer alamayan geçen senenin ‘Türk Duvarı’ Zehra Güneş’in de takıma dönmesinin yarattığı pozitif enerji ile Karayip Sultanları karşısında maçı 3-1 kazanan Milli Takımımız ikide iki yaptı ve gruptan çıkma yolunda önemli bir avantaj elde etti. Millerimizin gruptan çıkması için son maçtan alacağı setler ve puanlar çok önemli. Filenin Sultanlar gruptaki son maçında 4 Ağustos Pazar günü sabah 10.00’da son Milletler Ligi Şampiyonu İtalya ile karşılaşacak. Değişen format gereği alınan her sayının, her setin ve galibiyetin değerlendirildiği olimpiyat oyunlarında hedef gruptan lider çıkmak. Millilerimize başarılar diliyorum.
Bu Milli Takım Hepimizin
Kıymetli okurlarımız, tarihimizde 3.kez katılma başarısı gösterdiğimiz olimpiyat oyunlarında en büyük sorunumuz saha dışında. Yazımın başında da belirttiğim gibi zaten bu sezon sakatlık ve rahatsızlıklarla yeterince boğuşan takımımıza dışarıdan gelen negatif etkinin bir an önce bitmesi gerekiyor. En azından olimpiyat oyunları sonrasına kadar kişisel hırsların bir kenara bırakılarak Milli Takımımızın desteklenmesinin, köstek olunmamasının Milli bir görev olduğunu hatırlatmak istiyorum. Habercilik, fikir özgürlüğü görüntüsüyle Milli Takımımıza zarar veren tüm unsurların, sorunun değil, çözümün parçası olma alternatifini değerlendirmelerini bekliyorum. Bugün de Kadın Voleybol Milli Takımımızın son durumundan ‘Haberiniz Olsun’ istediğim konuları sizlere aktardım. Kalın sağlıcakla.