Merhaba Kıymetli okurlarımız,
Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan sosyal medya platformları olumlu yönde kullanıldığında ortaya çok güzel örnekler çıkıyor. Örnek olarak yakın zamanda Hatay’ın Kırıkhan ilçesi İncirli İlkokulu’ndaki bir öğretmenin öğrencileriyle birlikte soğan çuvallarından voleybol filesi yaparken çektiği videoyu ve devamında gelişen olayları söyleyebilirim. Kısaca hatırlatmak gerekirse; İncirli İlkokulu öğretmenlerinden birinin soğan çuvallarından öğrencileriyle voleybol filesi yapımının videosunu sosyal medyada paylaşması bir anda voleybol camiasının gündemine oturdu. Başta TVF olmak üzere, kurumlar, kulüpler, voleybolcular, sivil toplum kuruluşları, voleybolseverler derken inanılmaz bir sevgi çemberi oluştu. Son olarak da Vodafone Sultanlar Ligi takımlarından Aras Kargo Spor Kulübü, sektörünün en önemli şirketlerinden biri olan Aras Kargo’nun desteği ile bu öğrencileri Eczacıbaşı Dynavit ile oynayacakları maçtan bir gün önce İzmir’de konuk etti. Voleybolcu ablaları ile antrenman yapan öğrenciler, İzmir’i gezme imkânı da buldular. Belki içlerinden bazıları ilk kez doğup büyüdükleri yerlerden, ailelerinden bu kadar uzağa gitmişlerdi. İşte, sosyal medyanın gücü, bu güzelliklerin ortaya çıkmasını sağladı. Ertesi gün iki takım arasındaki maçı da izleyen İncirli Köyünün minikleri, hayatlarına çok güzel anlar katan bu muhteşem organizasyonla büyük bir mutluluk yaşadılar. Bu vesile ile Aras Kargo firmasından bu güzelliğe imza atanlara gönülden teşekkür ediyorum. Sosyal medya, içimizi, gönlümüzü ısıtan görüntülerin sebebi olduğunda tadından yenmeyecek kadar güzel oluyor!
Ancak her zaman böyle güzel örneklere rastlanmıyor!
12 Mayıs 2023 Tarihindeki yazımın sonlarına doğru yine sosyal medya konusuna değinmiş ve ‘Fikir özgürlüğü herkes için en doğal haklardan biridir. Özellikle sosyal medya mecralarının hepsinde insanlar her konuda fikirlerini beyan ediyorlar, etmeye de devam etmeliler. Buna herhangi bir kısıtlama da getirilmemeli. Ancak! Özellikle geçtiğimiz hafta sonu oynanan VakıfBank- Fenerbahçe Opet final etabı karşılaması sonrası bazı paylaşımları üzülerek okudum. Hatta bazı yorumları ifade özgürlüğü olarak savunan ve bunları beğenen yorumları ise hayretle okudum. Terbiye ve ahlak sınırlarını aşan yorumlar için muhatapların yasal yollara müracaat etmesi bile gerekebilir. Yazılanlar içinde tamamen hayal ürünü olan, bilgi eksikliği ve hafıza yanlışlığı bile denemeyecek şekilde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğu açıkça belli olan yorum sahiplerini biraz daha dikkatli olmaya davet ediyorum. Unutulmamalıdır ki; ‘Hatalar sürecin bir parçasıdır’. Fikir/ifade özgürlüğü kabul edilebilir ama hakaret ve itibarsızlaştırmaya yönelik hiçbir söylemin kabul edilmesi mümkün değildir! Bu sebeple empati yaparak, şartları değerlendirerek, çözüme ve gelişime destek olacak fikir beyanlarına ihtiyacımız olduğunu hatırlatmak isterim.’ diyerek uyarıda bulunmuştum.
Aradan geçen yaklaşık 20 aylık süre zarfında bu konuda herhangi bir iyileşme olmadığı gibi durumun çok daha vahim bir hale geldiğini üzülerek belirtmek isterim. Dozu her geçen gün artan eleştiriler artık bambaşka bir boyuta gelmiş durumda. Son zamanlarda voleybolun konuşulup yazıldığı sosyal mecralarda sporcular ve teknik direktörler kendilerine yönelik eleştirilerin dozunun ve şeklinin değiştiğini belirtiyorlar. Önceki gün Milli Voleybolcu ve Galatasaray Daikin takım kaptanı İlkin Aydın’ın bir söyleşide sosyal medya üzerinden kendisine yapılan zorbalığı dile getirmesinin ardından, Eczacıbaşı Dynavit Başantrenörü Ferhat Akbaş da bu konudaki rahatsızlığını dile getirdi ve X platformundaki hesabını kapattığını açıkladı. Algı denen canavarı sporun her dalına musallat eden, hatta bu işi para kazanma vesilesi haline getirenler ve de anonim isimle kim olduğu bile belli olmadan yorum yazanların artık kanunlar önünde hesap vermesi gerekiyor. Kanun koyucuların bu konuya acilen müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum. Eleştiri, en büyük ödüldür. Akıllı bir insan, eleştirilerden gereken dersi çıkaran insandır. Ama üzerine basa basa belirtiyorum: Fikir özgürlüğü demek, insanlara hakaret, aile bireylerine kötü söz söylemek değildir. Bunlardan daha önemlisi kişileri itibarsızlaştırmaya yönelik sözleri söylemeye hiç kimsenin hakkı yoktur! Bu tür yorumların hiçbir olumlu sonuca ulaşması da mümkün değildir.
Haddini, kendini, hakkını ve hukukunu bilmenin ne büyük erdem olduğunu herkesin hatırlamasında fayda var. Hangi renklere gönül vermiş olursak olalım rakiplerimize saygı duymak zorunda olduğumuzu unutmayalım!
Kıymetli okurlarımız, bugün de toplumumuzda hoşgörü kültürünü ortadan kaldıran ve bir an önce durdurulması gerektiğine inandığım ‘sosyal medya’ yozlaşması/zorbalığı hakkındaki son durumdan ‘Haberiniz Olsun’ istedim. Eleştiri, olması gerektiği gibi yapılsın; kişilerin kendilerine, aile bireylerine, yakınlarına yönelik yapılan, hakarete varan söylem ve yazılar ARTIK BİTSİN.
Kalın sağlıcakla.