Süper Lig'in 2. haftasında 17 Ağustos'ta İzmir'de oynanan karşılaşmada yaşanan olaylarla ilgili yazılı açıklama yapan Sepil, Ali Koç'u maçın devre arasının sonuna doğru sahada gördüğünde şaşırdığını, sahaya neden indiğini anlayamadığını ifade etti.
Bu olaydan önce Göztepe ve Fenerbahçe arasında olumsuz hiçbir olayın yaşanmadığını hatırlatan Sepil, şunları kaydetti:
"Ali başkan sahaya indiğinde oraya neden gittiği, amacı ve endişesinin ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Bu çok alışık olunan bir durum değil, ben 11 yıllık futbol geçmişimde ilk kez görüyorum. Bir başkan devre arasında kendi tribününe stadın içinden yürüyerek gidiyor. Biz böyle durumlarla karşılaştığımızda karşı kulübün başkanından yardım isteriz. Bana her zaman yardım edilmiştir, ben de İzmir’e gelen takımlara hep yardım etmişimdir. Bu olayların çıkmasının sebebi, kastı olmasa bile Ali Koç'un hiçbir şekilde anlayamadığımız nedenle sahanın içine girmesi ve misafir tribününe yürümesidir.
Fenerbahçe ve aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanının itilerek düşürülmesi asla kabul edilemez. Görmeyi hiç istemeyeceğim bir manzara. Bir başkan ve aynı zamanda arkadaşım, zaman zaman birçok şeyi paylaştığım kişi. Hepimiz bütün bu olayda şoke olduk."
- "Sağlıklı iletişim ve dayanışma"
Bu eylemi gerçekleştiren Fatih Özkan'ın Göztepe Kulübü tarafından akredite edildiğini ancak kulüpte profesyonel görevi olmadığını, altyapıyla ilgilendiğini savunan Sepil, Özkan'ı sert şekilde uyardığını anlattı.
Olayın bağlamından kopartıldığını, Göztepe Kulübü ve emniyet mensuplarına yönelik haksız eleştiriler yapıldığını kaydeden Sepil, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Umarım her iki camia da bundan sonra aklıselim içerisinde yaşananı sükunetli karşılayıp, daha mantıki ve dengeli davranırlar. Aksi takdirde sporda terör heveslilerinin önü açılmış olacaktır. Biz kulüp yöneticilerinin önde gelen görevi akılcı rekabetten verimli başarılar elde etmektir. Bizlerin dengeli hal ve tutumları, sağlıklı iletişim ve dayanışma içinde olmamız başta taraftarlarımız olmak üzere herkese doğru örnek olacaktır. Sporda şiddeti önlemenin futbol yöneticilerinin öncelikli sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatarak tüm yaşananların beni ve arkadaşlarımı derinden yaraladığını ifade etmek istiyorum."