Spor organizasyonlarının en büyüğü olan Olimpiyat Oyunları, geriye pek çok unutulmaz hikaye ve isim bırakıyor. Bu yazıdaki ilk durağımız Londra...

1948 Londra Olimpiyat Oyunları

Büyük bir dünya savaşından sonra milletlerin tekrar normale dönmek için başvurdukları en önemli geçiş detaylarından birisi tekrar spor olmuştu. Spor camiasının en büyük organizasyonu olimpiyatlar savaş sonrası İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlendi. 59 ülkeden 4104 sporcu 17 dalda 136 yarışmada boy gösterdi.

Londra’nın seçilmesinin sebeplerinden birisi de savaş esnasında mevcut tesislerinin çok hasar almamış olması idi. Savaşın getirdiği büyük maliyetler yüzünden olimpiyat köyü kurulamamış, sporcular üniversite yurtlarında kalmış hatta kendi yiyecek, içeceklerini kendileri getirmişti.

Olimpiyatlarda Alman ve Japon sporcular yer almadı. Sovyet Rusya davet edilmesine rağmen hiçbir sporcusunu organizasyona göndermeyi tercih etmedi. Açılışı Kral VI. George gerçekleştirdi. Olimpiyat meşalesini ise John Mark yaktı. Londra Olimpiyatları’nda Birleşik Amerika, 38 altın, 27 gümüş, 19 bronz, toplamda da 84 madalya zirvede yer aldı. İkinci sırada yer alan İsveç, 16 altın, 11 gümüş, 17 bronz madalya topalarken, Fransa ise 10 altın, 6 gümüş, 13 bronz madalya ile 3. Basamakta yer aldı.

Ayrıca 1948 Londra Olimpiyatları’nda atletlerin sprint yarışlarını kolaylaştıracak cisimler kullanıldı. Bu olimpiyat televizyon aracılığı ile yayınlanan ilk olimpiyat olarak ta tarihe geçti. 17 yaşındaki Bob Mathias dekatlonu kazanarak bu dalda birincilik alan en genç isim olmayı başardı.

Macar Karoly Takacs’ın ateş ederken kullandığı sağ eli el bombası tarafından parçalanmıştı. Sol eliyle ateş eden yarışmacı atıcılık dalında altını boynuna takmayı başararak büyük bir iş başardı.

Göze çarpan sporcu:  Blankers-Koen

 

Francina Blankers-Koen inanılmaz bir komple atletti. 80 metre engelli, 100 metre sprint ve 4X100 bayrak yarışında altın madalya kazandı. Kadınların tek başına sadece 3 yarışta yarışabilme kuralından dolayı başka madalyalar kazanamadı. Kariyeri boyunca 8 farklı yarışmada 16 rekor kırdı ve 1946-1950 yılları arasında 5 defa dünya şampiyonu oldu.

1952 Helsinki Olimpiyat Oyunları

 

Savaşın etkilerinin neredeyse tamamen dağıldığı bu olimpiyatta muhteşem bir atmosfer vardı. 1912’den bu yana Sovyetler Birliği tekrar sporcu göndermişti. Ancak SSCB sporcuları kapitalist ülkelerin sporcuları ile aynı olimpiyat köyünde kalmak istememesi organizasyonun bu yönüne gölge düşürdü. Alman olimpiyat takımı da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bu olimpiyatta sahne aldı.

Finlandiya’nın başkentinde düzenlenen olimpiyatlara 69 ülkeden, 4 bin 995 sporcu katıldı. Bu sporcular 17 spor dalında 149 yarışmada kıyasıya madalya mücadelesi verdi. 1952 Yaz Olimpiyatları’nda Birleşik Amerika 40 altın, 19 gümüş, 17 bronz madalya toplayarak kürsünün birinci basamağında yer aldı. Sovyet Rusya ise, 22 Altın, 30 gümüş, 19 bronzla ikinci, Macaristan 16 altın, 10 gümüş, 16 bronzla üçüncü basamakta yer aldı. Milli olimpik sporcularımız ise 52 sporcu ile katıldığı Helsinki Olimpiyatları’nda 2 altın, 1 bronz madalyayı boyunlarına taktılar.

Bu olimpiyatta İsrail ilk defa yer aldı. İlk defa olimpiyatlar için anma parası basıldı ve binicilik dalında karma yarışlar ilk defa sahne aldı. Çek atlet Emil Zatopek, 5000, 10000 metre yarışını kazandı ve maraton yarışında da altına uzanmayı başardı. Birleşik Amerikalı Bob Mathias dekatlonda art arda ikinci Olimpiyat Şampiyonluğunu elde eden ilk isim oldu.

Göze çarpan sporcu: Karoly Takacs

 

Macar Karoly Takacs, orduda görevli iken el bombası sağ elinde patlayınca sağ elini kullanamaz hale geliyor. Ancak yılmayan Karoly sol eli ile atış talimleri yaparak kendini geliştiriyor. 1952 Helsinki olimpiyatlarında altın madalyaya uzanan Karoly Takacs bu başarısını da ikinci kez tekrar etmeyi başardı.

1956 Melbourne Olimpiyat Oyunları

 

Ekvator çizgisinin güneyinde ilk defa bir olimpiyat organizasyonuna ev sahipliğini Avustralya’nın Melbourne şehri yaptı. Ancak farklı bir yarımküre kuzeyden gelecek birçok oyuncuyu hem fizyolojik hem de maddi yönden etkiledi. Bu yüzden olimpiyatlara katılım düştü. 72 ülkeden 3 bin 134 sporcu 17 farklı spor dalında 145 yarışmada madalya mücadelesi verdi.

Bir önceki olimpiyata göre neredeyse 2 bin daha az sporcunun yer almasının sebepleri arasında,2 Mısır ve Lübnan’ın Süveyş Krizi yaşaması sebebiyle katılmaması, Hollanda, İspanya ve İsviçre’nin de SSCB’nin, Macaristan’a saldırması nedeni ile katılmadı.

Üstelik Çin de sporcu azlığını öne sürerek sporcularını göndermemesi sayıyı daha da aşağıya çekti. Sovyetler Birliği bu olimpiyatta el de ettiği 37 altın, 29 gümüş, 32 bronz madalya ile zirvede yer alırken, Birleşik Amerika 32 altın, 25 gümüş, 17 bronz ile bu sefer kürsünün ikinci basamağında kaldı. 3. sırada ise ev sahibi Avustralya 13 altın, 8 gümüş 14 bronz ile yer aldı. Ay yıldızlı sporcularımız Melbourne Olimpiyatları’nda 3 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalya kazanmayı başardı.

4 altın, 1 gümüş ve 1 bronz madalya kazanan Sovyet jimnastikçi Larisa Latynina Olimpiyatın en başarılı sporcusu oldu. Hafif sıklet te dövüşen Dick McTaggart sadece altın madalya kazanmadı ayrıca en iyi dövüş stiline sahip boksör seçildi. Ayrıca bu olimpiyatta Uluslararası Komite, Doğu ve Batı Almanya’yı birleşik bir takım haline getirdi. Atlara yönelik uygulanan karantinadan dolayı binicilik dalı İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlendi.

Göze çarpan sporcu: Dawn Fraser

 

Yüzme dalında sahne alan Dawn Fraser Avustralya halkı için bir idoldür. Fraser 8 olimpiyat, 8 İngiliz Uluslar Topluluğu madalyası kazanmıştır. 19 yaşında iken 1956 Olimpiyatları’nda boy göstermiş ve 100 metre serbestte altın madalya kazanmıştır. Ayrıca Dünya ve Olimpiyat rekoru kırmıştır.

1960 Roma Olimpiyat Oyunları

 

Olimpiyatlar tekrar Avrupa’ya Roma ile döndü. Roma aslında 1908 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacaktı ancak Vezüv Yanardağı’nın patlaması buna engel olmuştu. Bu olimpiyat televizyon aracılığı ile tüm Avrupa’da milyonlar tarafından izlendi. 83 ülkeden 5 bin 338 sporcu yer aldı. Sporcular, 17 farklı dalda 150 yarışma da sahne aldı. İlk paralimpik yaz oyunları da 1960’da İtalya’nın başkenti Roma da gerçekleşti.

Olimpiyat ateşini Giancarlo Peris yaktı. Roma Olimpiyatları’nda bariz bir SSCB ve ABD üstünlüğü vardı. Sovyetler Birliği, 43 altın, 29 gümüş ve 31 bronz madalya toplayarak kürsünün en üst basamağında yer aldı. Birleşik Amerika ise 34 altın, 21 gümüş, 16 bronz madalya ile ikinci sırada yer aldı. Ev sahibi İtalya ise 13 altın, 10 gümüş, 13 de bronz madalya elde etti. Milli olimpik sporcularımız Roma’da 7 altın, 2 gümüş madalya ile ülkeler sıralamasında 6. basamakta yer aldı.

Roma Olimpiyatları 100’den fazla televizyon istasyonu tarafından yayınlandı. Çıplak ayakla koşan Etiyopyalı atlet Abebe Bikila maraton yarışını kazanarak birinci oldu. 20 yaşındaki Wilma Rudolph bir olimpiyatta üç atletizm madalyası kazanan ilk Amerikalı kadın oldu. Muhammed Ali 81 kiloda ilk olimpiyat altın madalyasını da Roma’da kazandı.

Göze çarpan sporcu: Aladar Gerevich

 

Gerevich, aynı olimpiyat dalını 6 defa kazanan tek kişidir. 6 farklı olimpiyatta altın madalya kazanan tek atlettir. Kılıç dalında uzman olan bu eskrim sporcusu son kez 1960 Roma Olimpiyatları’nda 50 yaşında iken boy gösterdi.