Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Şentürk, horlama sorununun ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, horlamanın büyük hastalık grubunun habercisi olabileceğini belirtti.

İHA'nın haberine göre; Op. Dr. Mehmet Şentürk, horlanma sorununun ihmal edildiğini belirterek, "Günümüzde horlamaya çok fazla rastlanmakla beraber, ihmal edildiği de olmakta. Horlamanın sebeplerine baktığımızda bunu ilgilendiren kısımlar noktasında bir mekanik kısımlardan bahsedilebilir, bir de diğer hastalıklardan bahsedilebilir. Mekanik tıkanıklıklardan en fazla kemik eğriliği dediğimiz burun etlerinin iriliği dediğimiz durum. Geniz eti, bademcik büyüklüğü, damak sarkıklığı, küçük dil büyüklüğü, dilin ve dil kökünün aşırı büyük olması, çene yapısının arkaya doğru basık olması gibi durumlar mekanik bakımdan horlama sebebi olabilir. Diğer taraftan tümörleri de sayabiliriz bu hususta" dedi.

"HORLAMA DAHA BÜYÜK HASTALIK GRUBUNUN HABERCİSİ OLABİLİR"

Op. Dr. Mehmet Şentürk, toplumda yaklaşık yüzde 3 oranında uyku apnesi olduğunu belirterek, "Horlama daha büyük hastalık grubunun habercisi olabilir. Eğer uykuda tanıklı dediğimiz yani yakınlarımızın da nefesimizin kesildiğini görüyorlarsa, gündüz uyuklamanız varsa ve horlamamız varsa bu duruma uyku apnesi diyoruz. Tıkayıcı uyku apnesi toplumda yaklaşık yüzde 3 oranında görülmekte ve kalp krizlerinin de neredeyse yüzde 30 ile 70 arasında bir oranı teşkil etmekte. Dolayısıyla kalp problemi olan hastalarımızın da horlama ve uyku apnesi yönünden incelenmesinde fayda görmekteyiz. Uyku apnesinin de sebepleri horlama sebeplerine benzer şekildedir. Fakat diğer hastalıklarla çok beraber olabilir. Örneğin metabolik hastalıklar; şeker hastalığı, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, tiroit hastalıkları özellikle hipotiroidi, dilde ve ağızda ödem etkisi sebep olabilir. Diğer taraftan sinirsel tipteki hastalıklarda nefes alışın ritmini bozarak uyku apnesine sebep olabilir" ifadelerini kullandı.


UYKU APNESİ OLANLAR 3 KAT DAHA FAZLA TRAFİK KAZASI YAPIYOR"

Apne hipopne indeksinin 5'in üzerinde olmasının tanı koyucu olduğunu belirten Op. Dr. Şentürk, "Apne hipopne indeksi dediğimiz bir indeksimiz var. Bu indeks saatte kaç defa nefesimizin durduğunu belirten bir indeks. Apne hipopne indeksi dediğimiz indeksin 5'in üzerinde olması uyku apnesi açısından tanı koydurucu nitelikte olmakta. Uyku apnesinin en kesin teşhisi gecelik uyku testi yapılmaktadır. Bu tetkikte meselenin kulak, burun, boğaz, göğüs hastalıkları ya da nöroloji ile ilgili olup olmadığı açığa çıkmaktadır. Uyku apnesinin insan hayatında çok önemli yan tesirleri mevcuttur. Özellikle gündüz uyuklaması, trafik kazaları gibi. Uyku apnesi olanlar 3 kat daha fazla trafik kazası yaparlar. Kalp krizi, kalp yetmezliği, akciğer yetmezliği gibi problemlere 3 ile 5 kat daha fazla yakalanma durumları mevcuttur. Dolayısıyla teşhis konan hastaların ivedilikle kulak burun boğaz, göğüs ve nöroloji kliniklerinden ilgili uzmanlarca beraber değerlendirilip teşhisleri ve tedavilerinin bir an önce yapılmasında fayda görüyoruz" şeklinde konuştu.

habertürk