Sistem, amaca ulaşmak için bir bütünle ilgili çeşitli parçaların bir araya getirilmesidir.

Bugünküne benzer biçimde, 1860 yıllarında oynanmaya başlayan futbolun, başlangıçta hiçbir oyun sistemi yoktu ve bugünkü hâlini alıncaya kadar çeşitli aşamalardan geçmiştir. Günümüzde bile, başta FIFA olmak üzere tüm futbol kurulları ve teknisyenleri, seyirci İçin daha hoş ve cazip hâle getirmek İçin yeni yeni kurallar ve sistemler konusundaki arayışlarını sürdürmektedirler. Futbol oyun sistemi 10 ana başlık altında toplanır:

1. Klâsik Sistem,

2. Sürgü Sistemi,

3. Diyagonal Sistem,

4. WM Sistemi,

5. Mezzo Sistemi,

6. Beton Sistemi,

7. Catenaccio Sistemi,

8. (4-2-4) Sistemi,

9. (4-3-3) Sistemi,

10. (3-5-2) Sistemi.

 

1. KLÂSİK SİSTEM

Futbol, ilk oynanmaya başladığı dönemlerde herhangi bir sisteme sahip değildi. Takımlar, bugün olduğu gibi 1 kaleci ve 10 oyuncudan oluşuyordu; ancak oyuncular arasında bir görev bölümü yoktu. Alandaki 10 oyuncunun da görevi gol atmaktı. Oyuncuların hepsi birden topa hücum eder, kalabalık bir şekilde top kovalarlardı. Durum böyle olunca oyuncular fazla konuşuyor ve fazlaca yoruluyor; ancak amaca ulaşamıyorlardı. İskoçyalıların dikkatini çeken durum, sistem sorununu gündeme getirdi. Böylece klâsik sistem doğdu. Bu sistemde kaleci, kalecinin önünde iki bek ve beklerin önünde forvet bulunuyordu. Daha sonra bekler ile forvet arasına haflar (yardımcılar) yerleştirildi. Bunu santrafor ve açıkların doğuşu İzledi. Bu oyun tarzı Orta Avrupa’da yayıldı. Klâsik sistemde oyuncuların dizilişi şöyledir:

2. SÜRGÜ SİSTEMİ

Avusturyalı Karl Rappan tarafından 1938’de bulunmuştur. Almanlar sürgü sistemine Riegel, İsviçreliler ise Verroy adını verirler. Ofsayt kaidesindeki değişikliğe çare olarak düşünülmüş olan bu sistemin savunma mı, hücum sistemi mi olduğu konusunda tartışmalar sürmektedir. Sürgü sisteminde, kalecinin önünde savunmanın son kademesi olan bir bek ve onun hemen önünde, rakip santraforu marke eden bir başka bek bulunur. 4 ve 6 numaralı haflar açıkları kontrol ederken, 5 numaralı haf hücuma yardım eder. Forvet ise 4 oyuncudan oluşur. Son zamanlarda, Brezilyalılar tarafından benimsenen ve sürgü sistemine benzeyen 4-24’ün uygulanması bu sisteme yeni bir kişilik vermiştir. Klâsik sürgü sistemi oyun anlayışında oyuncuların dizilişi şöyledir:

3. DİYAGONAL SİSTEM

Brezilyalılar ve Avusturyalılar tarafından uzun yıllar uygulanmıştır. Bu sistem adını, oyuncuların tüm alanda sürekli hareket hâlinde olup hayali diyagonaller çizmesinden almıştır. Bu sistemde bekler, hayali diyagonalin kenarlarını oluştururlar. Açıklar, santraforlar ile birlikte diğer kenarın üç köşesini oluştururlar. 1950 Dünya Kupası’nda Brezilyalılar tarafından uygulanan bu sistem, ideal bir sistem olmadığı için 1958 yılından itibaren bırakılmıştır.

4. WM SİSTEMİ

İngiltere’nin Arsenal takımının menajeri Herbert Chapman tarafından bulunmuş ana sistemdir. Uzun yıllar tüm dünya futbolunda uygulanan WM sisteminde ofsayt kaidesinin rakip takım hatlarına sağladığı üstünlüğü yok etmek için 3 bek görevlendirilmiş, orta ve dış savunma oyuncuları öne çıkartılmış, yarı savunma oyuncuları da geri çekilmişlerdir. Böylece hücum ve savunma, arka saha oyuncuları ile desteklenmiştir. Bu sisteme WM sistemi denilmesinin nedeni, 10 oyuncunun sahada dizilişlerinin WM harflerine benzemesindendir. Mezzo, sürgü ve diyagonal (sistem hep bu WM ana sisteminden esinlenilerek kurulmuştur) ile 1950’li yıllarda hücum gücünün ön plâna çıkması, bu sistemi gözden düşürmüştür. WM sisteminde oyuncuların alandaki dizilişi şöyledir:

5. MEZZO SİSTEMİ

Uzun yıllar Orta Avrupa futbolunda uygulanmış bir sistemdir. Klâsik sistem ile WM’nin bir karışımıdır. Mezzo sisteminde defans ortada bir hat üzerinde toplanıyor, hızlı ve topa iyi vuran futbolcular da forvette oynuyorlardı. Mezzo sistemi günümüzde terk edilmiş bir sistemdir.

6. BETON SİSTEMİ

VVM’in değişik bir uygulamasıdır. Bütün defansın gerisinde serbest olarak görevlendirilen bir forvet, betoncu diye adlandırdığından, sisteme “beton” adı verilmiştir. Karşı takımın güçlü olduğu durumlarda, bu sistem bir defans oyunu olarak uygulanmakla beraber seyir ve oyun zevkini bozduğu için günümüzde ilgi görmemektedir.

7. CATENACCİO SİSTEMİ

İtalya’da Milân takımı tarafından uzun yıllar uygulanmış bir sistemdir. Sürgü sisteminin değişik bir uygulanışıdır. Catenaccio sisteminde tüm rakip forvet oyuncularına bir savunmacı verilir (adam adama müdafaa) ve bir forvet oyuncu da geride oynar. Günümüzde terk edilmiştir.

 

 

8. (4-2-4) SİSTEMİ

4-2-4 iki stoperli sistemi, özellikle 1958 Dünya Kupası finalinde Brezilya milli takımı tarafından başarı ile uygulanmıştır. Oyuncuları savunma, orta ve hücum oyuncuları olarak ayıran bir sistemdir. Kalecinin önündeki hat üzerinde yer alan oyunculardan ortada yer alanlar çift santrhaf olarak görev alırlar. Bunlardan genellikle biraz daha ileri kayarak oynayan ve hava topları ile yer toplarını kesenine “stoper” adı verilir. Serbest oyuncu anlamında “libero” olarak tanımlanan ve genellikle daha geride kalarak defanstan seken veya geçen toplara müdahale eden oyuncuya, modern futbol dilinde “süpürücü” denilmektedir, iki orta saha oyuncusu, oyunu kurma ve defansı etkin hâle getirme görevlerini üstlenirken, önde oynayan forvet de hücumda yer alır. Öte yandan sağ ve sol açıklar oyun kurarlarken, orta boşluklar açarak, diyagonal oyun sistemiyle sol ve sağ açıkların başlattığı hareketleri sonuçlandırmaya çalışırlar.

Bu sistemde bulunan 4 defans oyuncusu müdafaa olanağını sağlarken, birbirlerinin oyunlarını tamamlayan santrhaflara bekler yardım eder. Kendi hücumlarını destekleyen 2 santrhaf arasında yeterli koordinasyon olmadığı durumlarda, sistem tehlikeye girer. Orta sahada iki oyuncu yanında iyi koşabilen ve teknik-taktik yeteneğine sahip oyuncular yer alır. Sağ ve sol açıklar rakip kalenin müdafaasını süratle ve tek hareketle bölmek zorunda olduklarından, orta sahadan gelen pasları alabilmek için defanstan tam zamanında kaçma yeteneğine sahip olmaları gerekir.


9. (4-3-3) SİSTEMİ

Defansın ön plâna çıktığı 4-3-3 sisteminde liberoya büyük görevler düşmektedir. Bu sistemde ilk amaç defans olduğundan, gol atma amacı ikinci plândadır. Liberonun yardımı ile değişken hücum organizasyonunun kurulabildiği bu sistemde, oyunu defanstan kurma avantajı da vardır. Defans, ön sahada 4 orta saha elemanı oynatmakla kuvvetlendirilirken, bu olay orta sahayı kontrol altına alma avantajını da sağlar. Forvetler defans elemanlarını meşgul ederek rakip kalede tehlike yaratırlarken aynı zamanda top sürme, top tutma, paslaşma hareketleri ile arkadan gelen arkadaşlarına yer açmak suretiyle zaman kazandırırlar. Forvetlerin hücumları ve orta saha oyuncularının rakip kaleye süratle sızmaları takımı gole götürür. 4-3-3 sisteminde oyuncuların alandaki dizilişleri şöyledir:

10. (3-5-2) SİSTEMİ

1978-79’larda stoperin görevindeki bir değişiklikle, orta sahayı liberodan önce stoper desteklemeye başladı ve takımların iki hücum oyuncusu ile oynamaları da bu sistemin yerleşmesine olanak sağladı.

3-5-2 sisteminde libero, stoper ve bek görevlerinin yanı sıra hücum fonksiyonlarında da etkin rol alır. Orta sahanın ağırlık kazandığı ve büyük ölçüde hücumun ön plâna çıktığı bu sistemde ilk amaç, gol atmaktır. Burada sağ ve sol kanatlarda oynayanlar bek ve açık oynayabilme özelliklerine, defan-sif orta saha oyuncusu ise ön libero özelliğine sahiptir. Aynı zamanda sağ iç orta alan ve sol iç orta alan oyuncuları da ön libero özelliğine sahiptir. Sağ iç ve sol iç orta alan oyuncuları açık ileri uç ve defansif görevler üstlenmek; sağ uç ve sol uç oyuncular ise top rakibe geçtiğinde defans yapmakla yükümlüdürler. 3-5-2 sistemi sayesinde, savunma bölgesinde değişken hücum olanakları gelişirken, top kazanıldıktan sonra hücuma geçme olanakları artar, boş alanlar elde edilir; hücumdan ve orta alandan diyagonal hareketliliği, ek hücum alanı ve iyi savunmada olduğu kadar sağ ve sol kanatların hücum bölgesinde etkinliği sağlanır. Hücum oyuncuları orta saha oyuncuları için boş alanlar yaratarak bu alanlara orta saha oyuncularının girmesini sağlarlar.