CEM Yılmaz ın ilham kaynağıdır bedenci... "Sizin bedene kim giriyor?" esprisini unutmak mümkün mü? Ya, Hababam Sınıfı ndaki Badi Ekrem karakteri... Okulun jandarması, tören komutanı, takımın antrenörü, ilkyardım uzmanı, deprem lideri, idari işler müdürü... Yani, okulun her yerinde, her şeyinde var olmuş, iz bırakmış, özel bir spor adamıdır bedenci!
 İşi gözyaşına döküp, duygu fırtınası yaratmak değil amacım. Ama bu kişiler, yani okulun beden eğitimi öğretmenleri, bugünlerde çok zor günler geçiriyorlar. Yıllardır kaale alınmamak, boş zaman dışında işe yaramayan adam muamelesi görmek ezdi onları. Ezdik bu yürekli insanları. Ve sonunda küstürdük bu enerji depolarını. Okulun sıkıcı atmosferine oksijen çadırıydı bedenciler. Oysa onları diğer öğretmenlerden ayıran o kadar çok özellik var ki...
 Pratik zekaları, el becerileri, olayları anında analiz etme, çözüm bulma yetenekleri, doğru karar verebilme, liderlik, önderlik yapma, takım peşinde fedakarca koşma. Bunları yaparken, mesai saati gözetmeksizin, cumartesi-pazar, tatil demeden gençlere spor yaptıran insanlardı onlar. En azından sınıfa girip, çocukların gözlerine bakmadan, sırtını dönüp tüm şefkatini kara tahtaya gösterenlerden
 değildirler.
 Bugün, yıllardır gördükleri fasülyeden adam muamelesi yetmiyormuş gibi şimdi kendi derslerine bile girmeleri engelleniyor. Şaka değil. Dışarıda atanmayı bekleyen binlerce beden eğitimi mezunu dururken beden eğitimi derslerine; müzik, matematik veya diğer branşlardan sınıf öğretmenleri girecek. Dahası, bu durum ilkokulun ilk 4 yılı için uygulanacak. Çocuklar ancak 5. sınıfa geldiklerinde bir beden eğitimi öğretmeni ile karşılaşabilecekler. Şimdi soruyorum; ilkokul, hatta anaokuldan başlayarak ilkokul 5. sınıfa kadar neden bir beden eğitimi öğretmeni çocuklara ders veremiyor? Üstelik bu yaş gruplarındaki çocuklar, tam da bedensel gelişim süreci yaşarken spor eğitimi almamış ve anatomi, fizyolojiden bihaber bir öğretmenin eline teslim edilecek. Bugün, Türk sporunda ne kadar problem varsa bunların başlıca nedeni, işin başında spor adamlarının olmayışıdır.
 Anlaşılan o ki, bu gidişle 2020 olimpiyatlarına şampiyonlar yetiştirmek hayal olacak. Kim bilir belki de, üniversiteye girişteki gibi özel spor dershaneleri kurulacak. Geleceğin Yıldırım Demirörenleri, Aziz Yıldırımları, Ünal Aysalları, Sadri Şenerleri buralardan çıkar artık!..

Cahit Yavuz 
Habertürk