caginaltug7878 @ gmail.com

Son zamanların en fazla tartışılan konularından biri  devşirme sporcular.  Bir kesim devşirme sporcuların ülkemiz sporuna katkılarını savunurken , bir kesim ise gençlerimizin önünü kestiği görüşünde.Türkiyenin en fazla madalya  kazandığı  avrupa atletzim şampiyonasında kazanılan 12 madalyanın 10 u devşirme sporculara ait olması tartışma yarattı.


Almanya ise TÜRKİYEnin devşirme sporcularla  atletizm şampiyonasında kazandığı madalyaları IAAF kongresine taşiyacağını söyledi. Unutmama gerek ki ABD’nin baştan beri politikası Muhammed Ali misalinde olduğu gibi ‘’ madalya getirsinde ne olursa olsun ‘’, ırkçı kıta Avrupası’da benimsemiş ve uygulamaya koymuştur. Başta Rusya olmak üzere , diğer ülkelerde bu yolda emin adımlarla ilerlemektedir.


Yakın zamana bakacak olursak 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda 103 sporcudan 29’u yabancı kökenliydi. Söz konusu sporcular Türkiye’ye 3 madalya kazandırdı. Peki kazanılan madalyalar insanımızı mutlu ettimi tartışılır?

Vatan millet Sakarya duygusuyla hareket eden bir toplum olarak bu gelen madalyalar ülke insanımızı mutlu ettiği pek söylenemez. Aslında devşirme politikası son yıllarda her ülkenin kullandığı bir sistem. 

Olimpizmin ilkelerine göre her sporcu istediği ülkenin pasaportuyla olimpiyat oyunlarına katılabilir. Buda sporcuya seçme fırsatı sunuyor . Dünyada bunun sayısız örnekleri mevcut. Futbola bakacak olursa Bosna  Hersek savaşından kaçan İBRA diye ün yapan İSVEÇLİ futcolcu ZLATAN İBRAHİMOVİÇ bunlardan biri.....

Biz bunları tartışa dururken ülke nüfüsumuzun çoğunluğunu oluşturan gençlerimiz sporla buluşabiliyor mu? Sporla buluşmaları bir yana maliyeti milyonları bulan tesislerden faydalanabiliyolar mı? Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi sporla ve tesislerle buluşturmadığımız sürece kalıcı başarı beklemek pek mümkün görünmüyor .

Önce sistem devşirilmeli

Mehmet Yurdadön eski federasyon başkanı, alınan madalyaların halkı mutlu etmediği görüşünde: devşirme sporcularla atletizm kalkınmaz. Devşirmeyi öncü olarak getirirseniz tamam. Önceliklile sistemi devşirmemiz lazım. Madalya odaklı değil, insan odaklı bir politikaya geçmeliyiz. Yoksa dopingin önüne geçemeyiz. Eğitim müfredatından spor teşkilatındakı yapılanmaya kadar baştan aşağı değişim şart.

Habertürk yazarı sayın Atalay’ın söylediği gibi ‘’80 milyonluk dev bir ülkenin, birbirinden yetenekli kendi gençlerini ihmal etmemesi ve onlardan 25 milyon lisanslı koca bir sporcu ordusu yetiştirmesi lazım. Bu gençlere de en büyük imkanları sunmak yönetici, eğitici ve spor elemanları yetiştirmek bu ülkenin boynunun borcu.