caginaltug7878 @ gmail.com

SPORUN BİTMEYEN SORUNU ''IRKÇILIK''

Geçtiğimiz günlerde ABD’ de yaşamını sürdüren Amerikalı siyahi vatandaş Goerge Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesi, ırkçılık tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Protestolar ülke ve dünya geneline yayılırken, spor dünyası olaylara sessiz kalmadı ve #blackoutTuesday kampanyasına birçok ünlü sporcu destek mesajı yayınladı.

Bu mesajlar spor sahalarında meydana gelen ırkçı saldırıları tekrar gündeme getirirken, sizin için hazırladığımız bu yazıda  ırkçılığın; insanın ten rengi, dini, dili, ırkı ve yaşadığı coğrafyaya kadar  nasıl ulaştığına yanıtlar arayacak ve bu çirkin hadisenin spordaki yansımalarını anlamak için kısa bir Dünya turuna çıkacağız ….

Hazırsanız ilk durağımız 1968 Meksika Olimpiyatları….

1968 MEKSİKA OLİMPİYATLARI’NDA YAŞANAN PROTESTO

1968 Meksika Olimpiyatlarında, 200 metre yarışlarından sonra düzenlenen madalya töreni, gerek spor gerekse olimpiyatlar tarihinin en dikkat çekici protestolarından birine ev sahipliği yaptı.

Nitekim yarış sonunda dereceye giren atletler, Tommie  Smith ve John Carlos’un şeref kürsüsünde ABD bayrağı göndere çekilirken siyah eldivenli yumruklarını havaya kaldırmaları olimpiyatları dahi gölgede bıraktı. Üstelik bu protestoya kürsüde 2. Sırayı alan beyaz atlet Peter Norman’ın yakasına iliştirdiği ‘’ İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi’’ kokartıyla destek vermesi bu olayı daha ilginç bir hale getirdi.

 Olayın heyecanı ile olan bitenlere kimse bir anlam veremese de kısa bir zaman sonra, bu protestonun amacının Amerika’daki ırkçılığı ve zenciler üzerindeki eşitsizliği protesto ettiği anlaşılacaktı.

Bu ilginç protestodan sonra, olimpiyat komitesi adeta çılgına döndü ve bu 3 sporcuyu hemen olimpiyat köyünden kovdu. Hatta bununla kalmayarak onlara türlü yaptırımlar uygulayarak spor kariyerlerini bitirme noktasına getirdi.

Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen Peter Norman ve ABD’li atletlerin dostlukları ömür boyu sürdü. Onların bu ‘’ eylem kardeşliği’’ Peter Norman’ın vefatına kadar devam etti.  Öyle ki 2006 yılında vefat eden Peter Norman’ın tabutu da bu iki ABD’ li atletin omuzlarında son yolculuğuna uğurlandı.

Not: Takvim yaprakları 2012 yılını gösterdiğinde Avustralya devleti  Norman’ın uğradığı haksızlıktan dolayı özür diledi.

MUHAMMED ALİ MADALYASINI FEDA ETTİ

Spor tarihinin ırkçılığa karşı dikkat çeken en ilginç protestolarından biri, dönemin Dünya yıldızı Muhammed Ali tarafından gerçekleştirildi. 18 yaşında katıldığı 1960 Roma Olimpiyatları’nda altın madalya kazandıktan sonra ünü giderek artmaya başlayan Muhammed Ali, ABD’ ye döndüğünde hiç beklemediği bir olayla karşılaştı. Yemek, yemek için girdiği bir lokantada ‘’ burada sadece beyazlara servis yapılıyor’’ yanıtı üzerine emen orada ABD’ nin bu madalyayı hak etmediğini düşündü ve madalyasını ‘’ Ohio Nehri’ne attı. Tüm aramalara rağmen bu madalya bulunamadı ve 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya  Muhammed Ali’ye verildi.

Not: O yıllarda ABD’ de Afro- Amerikan olarak yaşamının zorluklarını çeken Muhammed Ali,  Vietnam Savaşına gitmeyi reddetti ve tarihe geçecek olan şu konuşmayı yaptı:

‘’Vietnamlılarla bir alıp veremediğim yok, hem onlar beni sizler gibi zenci diye hiç aşağılamadılar, bana hiçbir kötülük yapmadılar”

 

YEŞİL SAHALARDA IRKÇILIK OLAYLARI

Yeşil sahalar ırkçılığın en sık yaşandığı yerlerden biri. Nitekim dünyanın en büyük yıldızları bile zaman zaman ırkçı söylemlerden nasibini alabiliyor.

Öyle ki Barcelona’ nın Kamerunlu ünlü yıldızı Samuel Eto’o, futbolun asi çocuğu Mario Balotelli ve daha nicesi ırkçı saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılar bazen bir ‘’ maymun sesi’’ olurken bazense sahaya atılan bir muz oldu.

Kimi futbolcular ırkçı saldırılar sonucu sinirlerine hakim olamazken, Dani Alves gibi isimlerse atılan muzları yiyerek bu çirkin saldırılara soğukkanlılıkla tepki göstermeyi başarabildi.

Irkçı saldırılar zaman zaman Türk asıllı sporculara kadar uzadı. Öyle ki yakın zamanda Mesut Özil’e yapılan ırkçı saldırılar,  onun Alman Milli takımını bırakmasına neden oldu. Üstelik Alman futbol federasyonunda bir yetkili ünlü futbolcuya Türk kökenlerinden dolayı saygısızca davranacak kadar ileri gitti ve onu politik propaganda yapmakla suçladı.

Özil ise yaptığı açıklamada tepkisini şöyle dile getirecekti: ‘’ Irkçılığı asla kabul edemem. 2 kalbim var. Biri Türk, diğeri Alman. Bu insanlar ise benim Alman olduğumu kabul etmek istemiyorlar. Kazandığımda Alman, kaybettiğimdeyse göçmen oluyorum’’

İspanya’nın Celta Vigo takımında forma giyen milli yıldızımız Okay Yokuşlu’ da ırkçı saldırılardan nasibini aldı. Nitekim 2-0 kaybedilen maçın faturası, asker selamı verdiği için anlamsız bir şekilde kendisine kesildi ve faşist yakıştırmalarında bulunuldu. Hatta ünlü sporcuyu tahrik etmek adına tribünlerden bölücü terör örgütü adına pankartlar açılsa da milli futbolcumuz soğukkanlılığını koruyabildi.

LAZİO’DAN EMSAL, CHELSEA’DAN DESTEK 

Irkçılık konusunda UEFA yerel liglere müdahale etmemeyi seçerken, bu konuda alınacak önlem ve kararlar ülke federasyonlarının inisiyatifine bırakılmış durumda. Federasyonların bu konuda gerekli yaptırımları uygulayamadıkları tartışılsa da,  bazı spor kulüpleri bu konuda emsal olacak kararlar almaya devam ediyor. Nitekim ırkçı saldırılar sonucu İtalya’nın köklü kulüplerinden biri olan Lazio kulübüne kesilen 50 bin Euro’luk faturanın bedeli, bu söylemlerde bulunan taraftarlara eşit şekilde ödetildi.

Bununla birlikte, Londra temsilcisi ABD’ de George Floyd’un gözaltına alınırken polis tarafından öldürülmesine kayıtsız kalmadı ve resmi internet sitesinden şu ifadelere yer verdi:

‘’ Chelsea Kulübü, ayrımcılık, vahşet ve adaletsizlikle mücadelede George Floyd ve tüm kurbanlarla birlikte. Kulüp olarak, çözümün bir parçası olmaya kararlıyız. Adalet, eşitlik ve anlamlı değişim isteyen herkese katılıyoruz. Yeter artık! Birlikte daha güçlüyüz.

 

SERİE A’da SKANDAL

Dünya futbol kamuoyu tarafından ırkçılığa karşı pasif olmakla suçlanan İtalya Futbol Federasyonu ırkçılık olaylarına karşı bir kampanya başlattı. Fakat işin ilginç tarafı ise kampanyanın ‘’ kaş yapayım derken, göz çıkartacak’’ türde olması.

Nitekim ‘’ ırkçılığa hayır’’ sloganıyla başlatılan kampanyada kullanılan resimlerde maymun resimlerinin kullanılması, önce İtalya’da sonra tüm dünyada tepkilere neden oldu.

Kulüpler art arda kınama mesajları yayınlarken, ilk tepkiler İtalya’nın önde gelen kulüpleri olan Roma ve Milan kulüplerinden geldi.

Roma: Ligin ırkçılıkla mücadele ettiğini biliyoruz. Ancak bunun doğru yol olduğuna inanmıyoruz.

Milan : Sanat güçlü olabilir, ama ırkçılığa karcı mücadele de görüntüler olarak maymunların kullanılmasına kesinlikle katılmıyoruz.

Sonuç olarak spor sahalarında ırkçı söylemlerde bulunanların günümüz teknolojisi düşünüldüğünde bulunup tespit edilmesi çok zor olmasa gerek. Üstelik ırkçı saldırıların yaşandığı müsabakalarda maçların durdurulması da bir çözüm değil. Bu ve benzeri olaylara en ufak katkı sağlayan kişi ya da kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmaları bir nebzede olsa bu olayların önüne geçilmesine katkı sağlayacaktır.

Unutulmamalı ki ırkçılıkla mücadele, sadece maruz kalan oyuncunun değil, tüm insanlığın sorumluluğundandır.