Yaş ya da cinsiyet ayrımı gözetmeden herkeste ortaya çıkabilen kulak çınlamasının tedavi edilebilen bir sorun olduğunu söyleyen KBB Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, çınlama karakterinin altta yatan hastalığa göre değiştiğini söyledi. 

DHA'nın haberine göre; 'Ortamda ses olmadığı halde ses varmış gibi algılamak' olarak tanımlanan kulak çınlaması, basit bir kulak kiri, sistemik hastalıklar, tiroit problemleri, nörolojik birtakım rahatsızlıklardan da kaynaklanabiliyor. İç kulakta, sesi algıladığımız bölgede bulunan tüylü hücrelerin, hasar görmesi sonucu iç kulak ses üretiyor. İşte kulak çınlaması da bu sesin algılanması sonucu ortaya çıkıyor. Kulak çınlamasının günümüzde geliştirilen pek çok yöntem sayesinde tedavi edildiğini ve hastanın hayat kalitesinin artırıldığını söyleyen Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, tedavi süreçlerine yönelik açıklamalar yaptı. 

HASTALAR ÇARESİZ DEĞİL 

Çınlamanın iletişim kurmayı da engelleyebildiğini paylaşan Prof. Dr. Tatlıpınar, "Kulağında çınlama duygusu olan kişi, dış ortamdan gelen sesleri rahat algılayamıyor. Bu ses sürekli olunca, birtakım rahatsızlıklara, kaygıya, depresyona sebep olabiliyor. Sinirlilik hali oluşabiliyor, baş ağrısı da yapabiliyor" diye konuştu. Özellikle ileri yaşlarda 60 yaş üstü kişilerde, çalıştığı ortamda gürültüye maruz kalanlarda, gürültülü ortamda müzik dinleyenlerde daha fazla gözleniyor. Bu şikayeti olan hastaların çaresiz olmadığını aktaran Prof. Dr. Tatlıpınar, "Hastaların hekimlerine danışması, sağlıklı sonuçlar getiriyor" ifadelerini kullandı. 

"HASTALIKLARA GÖRE ÇINLAMANIN KARAKTERİ DEĞİŞİYOR" 

Kulak çınlamasının karakterinin, altında yatan hastalıklara göre değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Tatlıpınar, şu bilgileri verdi: "Hastalar, `kulağımda zil çalıyor, deniz sesi geliyor' diyebiliyor. Hastalığa göre çınlamanın şeklinin değiştiğini görüyoruz. Örneğin, tümör varsa, yüksek frekanslı bir çınlama görülebiliyor. Üfürüm şeklinde görülen çınlamalar ise, damar kaynaklı bir sorunun varlığını gösterirken, zil sesi tarzında çınlama iç kulakla ilgili olabiliyor. Dolayısıyla ayırıcı tanıda, çınlamanın ne zaman başladığı, süresi ve karakteri son derece önem taşıyor. Altta yatan neden tespit edilerek tedavi edildiğinde, çınlama da ortadan kalkıyor" diye konuştu.

VİTAMİN EKSİKLİĞİNE DİKKAT! 

Demir eksikliğinin kulak çınlaması yaptığını söyleyen Prof. Dr. Tatlıpınar, "Tükettiğimiz gıdaların demir yönünden zengin olmasına dikkat etmeliyiz. Bu gıdalar, yeşil yapraklı sebzeler, etler, kuru üzüm gibi gıdalar olmalı. Yapılan incelemeler sonucunda demir eksikliği anemisi tespit edilen kişilere, hekim kontrolünde replasman tedavisi de uygulanıyor" diye konuştu. 

"SİGARA VE ALKOL DE ÇINLAMAYA NEDEN OLABİLİR" 

Çınlamada, etkene yönelik tedavi önerdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Tatlıpınar, "Burada en önemli faktörlerden bir tanesi, çınlamaya neden olan etkenleri ortadan kaldırmak ya da en azından azaltmak. Gürültülü ortamlarda çalışılıyorsa mutlaka kulaklık kullanılmalı. Gürültülü ortamlardan mümkünse tamamen uzak durmak, yüksek sesle müzik dinlenmemek de alınabilecek tedbirler arasında yer alıyor. Ayrıca çınlamayı tetiklediği için sigara ve alkolden uzak durulmalı. Kafeinli içecekler azaltılmalı" ifadelerini kullandı. 

TEDAVİ YÖNTEMLERİ KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİYOR 

Eğer kişide ileri yaşa bağlı bir işitme kaybı varsa, buna çınlama da eşlik edebiliyor. Bu durumda, işitme cihazlarının yanı sıra, iç kulaktan gelen sesi maskeleyebilmek için deniz, yağmur, müzik sesi gibi bazı ses üreten, beyaz gürültü dediğimiz cihazlar da kullanabiliyoruz" dedi. 

Kişiye özel tedavi yöntemleri uyguladıklarını paylaşan Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, "Çınlama hastayı çok fazla etkiliyorsa, ilaç ve vitamin de kullanılabiliyor" diye ekledi.

 habertürk