Uzmanlar, denetimsiz ve aşırı bir şekilde kullanılan teknolojinin çocuk üzerinde ciddi zararları olduğunu belirtiyor. Öyle ki ekran karşısında geçirilen uzun saatler, çocukların fiziksel görüntüsüne dahi yansıyor.

Pedagog Dr. Adem Güneş, yıllarca ekran seyreden çocuklarda, Ağzı Açıklık, Patlak Göz, Hissizlik ve Anlamsız Mimikler gözlemlediklerini vurgulayarak, ailelere çocukların teknolojik gereçlerle baş başa kalacağı süreyi nasıl hesaplayacaklarını anlattı.

ÇOCUĞUNUZUN YAŞINI 4'E BÖLÜN! ÇIKAN SONUÇ TEKNOLOJİYLE MEŞGUL OLMA SÜRESİ

Malum okullar tatile girdi. Artık parklarda bahçelerde oynamayan çocuklar, akıllı telefonlara, tabletlere, bilgisayarlara koşacak. Bu durumu ne kadar sağlıklı buluyorsunuz? Çocuklar ekran başında ne kadar kalmalı?

Birçok anne ve baba çocukları teknolojik cihazlara yöneldiğinde oldukça geriliyor, rahatsız oluyor, çocukları ile çatışıyor. Halbuki teknolojik cihazlar çocuk yiyen canavar değildir. Hele ki yaz tatili gibi bir dönemde çocukların teknolojik gereçlere yönelmeleri gayet normaldir. Normal olmayan şey, teknolojinin abartılı kullanılmasıdır. Belki de hemen hemen bütün anne babalar bunun için süre ne kadar sorusunun cevabını arıyor. Çocuğun teknolojik gereçlerle baş başa kalmasında prensipler şunlardır;

1- Tatil döneminde çocuğun teknolojik gereçlerle baş başa kalacağı saat yaşının dörde bölünmesi ile bulunur. Örneğin 8 yaşındaki bir çocuğun yaz tatilinde günlük teknoloji ile meşgul olma sınırı; 8÷4 = 2 saattir. 12 yaşındaki bir çocuğun günlük sınırı ise maksimum 3 saattir.

2- 12 yaşından küçük çocuklar bir seferde en fazla 1 saat teknolojik gereçlerle baş başa kalabilir.

3- 12 yaş sonrası çocuklar bir seferde en fazla 1,5 saat zaman geçirebilir. 

4- Çocuk teknolojik gereçle ne kadar vakit geçirmişse onun 2 katı kadar süre teknolojiden uzak olmalı. Örneğin; tabletle 1 saat meşgul olan çocuk 2 saat teknolojik gereçten uzak kalmalı ki kendisini toparlayabilsin.

ÇOCUĞUN YÜZÜNDEKİ TEHLİKE: 
AĞZI AÇIKLIK, PATLAK GÖZ, HİSSİZLİK VE ANLAMSIZ MİMİK

Bilgisayar, internet ve cep telefonu ile sürekli meşgul olan çocukların göz, ağız ve yanak kaslarında anormal kasılmalar görüldüğünü belirtiyorsunuz. Bu konuda bilgi verir misiniz? Anneler babalar neye dikkat etmeli?

Teknolojik gereçlerle fazla meşgul olan çocukların fizik yapısının değiştiğini yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Çocuk oyuna odaklandığında, hareket etmeyen büyük kaslar uzunca süre aynı duruşu sergilerken anormal bir görünüş içerisine giriyor. Sürekli aynı pozisyonda kalmak kas gelişimini aksatıyor. Teknolojik cihazlar sadece büyük kasların gelişimini aksatmıyor, aynı zamanda çocuğun yüz kaslarında da kasılmalara sebep oluyor. Belki birkaç saatlik bir oyun ile olmasa da, yıllarca ekran seyreden çocuklarda, Ağızı Açıklık, Patlak Göz, Hissizlik ve Anlamsız mimikler gözlemliyoruz.

- Çocuk ekran karşısında pasif kaldığı, sürekli edilgen bir duruş içinde ekranı seyrettiği ve çene kaslarını kullanamadığı için bu durum Ağzı Açıklıkgörünümünü doğurur. 

- Sürekli ekran seyretmek ve ekranın içindeki heyecanı olduğu gibi yaşamak zorunda kalan çocuklarda ise çocuğun gözlerini sürekli açmasından kaynaklan Patlak Göz görüntüsü oluşur. 

- Özellikle tablet ve telefonlardaki oyunlarda duygusal etkileşim olmadığı, oyun ile oyuncu arasında his alışverişi gerçekleşmediği için, saatlerce duygu ve hislerini kullanmayan çocuklarda Hissizlik gözlemlenir. 

- Bununla birlikte, çocuğun saatlerce ekran karşısında his ve duygu ifade etmeyen duruşu, yüz kaslarına da zarar verir. Ekran karşısında uzun süre kalan çocukların mimiklerini sağlıklı kullanamaması da, Anlamsız Mimikhareketlerine yol açar. 

Çocuğunda bu fiziksel farklılıkları fark eden kişiler mutlaka bir uzmandan yardım almalı.

ÇOCUĞUNUZ SÜREKLİ 'CANIM SIKILIYOR' DİYORSA...

Bu çocukları ne tür sorunlar bekliyor? 

Teknoloji ile gereğinden fazla meşgul olan çocukları bekleyen en önemli sorun gerçek yaşamdan sıkılmadır. Çocuk sanal dünyaya yatkınlık kazandıkça, gerçek dünya ile olan ilişkisi zayıflıyor. Sanal dünyada bir parmak hareketiyle birçok şey yapabiliyorken, gerçek yaşamda bir iş yapabilmek için birçok eyleme ihtiyaç vardır. Sanal ortama yatkınlaşan birçok çocuk için örneğin; yemek yemek oldukça zor bir iştir. Sofraya oturmak, birilerini beklemek, kaşık çatal kullanarak yeme eylemini dakikalarca sürdürmek sıkıcı gelir. Gerçek yaşamdaki dürtü oranı, sanal yaşamdan daha az olduğu için çocuk alıştığı dürtü ortamını gerçek yaşamda bulamadığı kadar sıkılır, daralır, bunalır. Çocukların sürekli "Canım sıkılıyor" söylemlerinin kökeninde çocuğun sanal yaşamdan gerçek yaşam arasındaki geçişi tam gerçekleştiremiyor olması yatmaktadır.

Bunun yanı sıra, sanal yaşama alışan çocukların birçoğunda "Hayali Arkadaş" gözlemliyoruz. Çocuk oyun sırasında yaşadığı atmosferden çıkamadığında, oyunun figürlerini ve karakterlerini gerçek yaşama da taşır. Böylesi çocukların evin bir köşesinde kendi kendine konuştuklarını, olmayan kişilerle iletişime geçtiklerini ve bedeni gerçek yaşamda olsa da sanki başka bir yerde başka birileriyle yaşam sürüyor gibi davrandıklarını gözlemliyoruz.

Teknolojik cihazlar günümüzün gerçeğidir ve ancak gerektiği kadar kullanılırsa çocuğa katkı sağlar. Gereğinden fazla teknoloji ile baş başa kalmak hem çocuğun kendisine hem de aile bütünlüğüne uygun değildir.

ANNE VE BABALARA YAZ TATİLİ ÖNERİLERİ

Yaz tatili için ailelere önerileriniz nedir? 

Yaz tatilinde birçok anne baba çocuklarını teknolojik gereçten uzak tutmak için ders yaptırmayı çözüm olarak düşünüyor. Halbuki yazın bu güzel mevsiminde çocuğun dinlenmeye, eğlenmeye okul ve eğitim ortamından uzak kalmaya ihtiyacı vardır. Yaz tatili çocuğun okul atmosferini sürdürdüğü değil, kendini özgür hissettiği bir ortama dönüştürülmelidir. Yaz tatilinde anne ve babalar, çocuklarını daha çok doğayla buluşturmalı ve daha çok insan ilişkisine zemin hazırlamalıdır.

habertürk