İlkokullarda Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Ortaokullarda Beden Eğitimi dersi almış ve Liseye geldiklerinde hala sağını solunu bilmeyen öğrencilerin bulunduğunu yazan yazar, “Üstelik geleceğimizin milli sporcuları, milli atletleri olacak kişilerin bu derslerde yetiştiğine dair toplumsal bir beklenti olduğuna da değindi.

Benzer bir duruma yıllar önce askerlikte iken kendisinin de şahit olduğuna değinen Erdem, yazısında; “Askerlik yaptığım sırada komutan bize ‘sağa koş’ derken sola koşan, ‘sola dön’ derken sağa dönen er, erbaşlar vardı.

Allah göstermesin…

Bir savaş anında komutanın ‘istikamet sağınız, düşmana hücum ediniz’ dediği sırada bu askerlerin sola koşmalarıyla nasıl bir tablo ortaya çıkacağını düşünmek bile istemiyor insan.” İfadelerini kullandı.

Beden Eğitimi bir arkadaşına “Nasıl? Mesleğinden memnun musun?” diye sorduğunda şu cevabı aldığını yazdı: “Meslek olarak olduğumuz yerde değiliz. Beden Eğitimi dersinden sınıfta kalan veya düşük not aldıktan sonra yüksek not alsın diye sahada harıl harıl çalışıp antrenman yapan öğrenci görmedim ben.”

“Öğrencilerde öyle bir algı var ki, Beden Eğitimini ders olarak görmüyorlar. Sınıftan kaçıp bahçeye çıkmak için bir basamak, bir eğlence olarak görüyorlar. 100 üzerinden 85 verseniz kıyametleri koparacak yeni bir nesil ile karşı karşıyayız. Notunu beğenmeyen bir gençlik var. Birçok öğretmen bile Beden Eğitimini ders olarak görmüyor. Birçok öğretmende ‘en rahat öğretmenler sizlersiniz’ algısı var. Bu gidişle belki de on yıl sonra ülke sporumuz ve Beden Eğitimi dersi çok ilginç bir hal alacak. Önlem alınmazsa iş çok ilginç bir yere doğru gidiyor.”

Bu cevap karşısında Milat Gazetesi yazarı Özkan ERDEM; “Spor Liselerimiz, Spor Meslek Yüksek Okullarımız, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği mezun veren Üniversitelerimiz, akademisyenlerimiz, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüklerimiz var iken ülke olarak sporda neredeyiz?

Uluslar arası arenada bizi temsil edecek kaç milli sporcu yetiştirdik bu eğitim kurumlarından?” diye soruyor.

“Dünya Atletizm Şampiyona’nda 200 metrede erkekler şampiyonasında birinci olup altın madalya kazanan ilk milli atletimiz olan Ramil Guliyev, Azarbeycan kökenli.

Dopingli olduğu nedeni ile sonradan elinden madalyası elinden alınan ve iki Olimpiyat Gümüş Madalyası ve bir Dünya Şampiyonası Gümüş Madalyası kazanan milli atletimiz olan Elvan Abeylegesse, Etiyopya asıllı.

A Milli Basketbol Takım’ımızda oyun kurucu pozisyonunda oynayan ve mevcut kadroda takımızın neredeyse bel kemiği olan Ali Muhammed(Bobby Dixon), Amerika asıllı.

A Milli Futbol Teknik Direktörü Mircea Lucescu, Bükreş doğumlu.

2012 yılında engelli koşuda uluslar arası arenada ülkemizi temsil edip gümüş madalya kazanan Tarık Langat Akdağ, Kenya asıllı.

2014 yılında Avrupa Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edip 10 metre koşuda altın madalya kazan Polat Kemboi Arıkan, Kenya asıllı.

Bir dönem A Milli Takımı’nda oynayan hepimizin yakından tanıdığı Mehmet Aurelio, Brezilya asıllı.

Ülkemizi masa tenisi dalında temsil etmesi için vatandaşlık verilen Melek Hu, Çin asıllı.

Uluslar arası arenada ülkemizi temsil eden onlarca yabancı oyuncu, onları çalıştıran onlarca yabancı direktör mevcut.” Diyen yazar “Neden bu durumdayız?”diye sorguluyor:

Erdem, “Eğitimin amacı, çoğu zaman, ‘Nitelikli insan gücü yetiştirmek’ olarak tanımlanır. Peki, Beden Eğitimi dersi, eğitim sisteminin bir parçası olarak nitelikli insan gücü yetiştirmekte neden bu kadar geride kalıyor? Uluslar arası müsabakalarda birincilik alan kaç sporcu Beden Eğitimi derslerinde yetişti? Beden Eğitimi öğretmenleri kaç sporcuyu keşfetti de, nitelikli hale getirmekte imkân bulamadı?” diye soruyor.

Yazar “Yaklaşık 3 Milyonluk nüfusa sahip Jamaika’da tek başına çıkıp tüm ülkelere meydan okuyup istikrarlı bir şekilde yıllarca birinciliği elde eden ve hem ülkesinin uluslar arası arenada duyulmasına, parlamasına hem ülkesine kattığı ekonomik desteğe…

Sanırım kimden bahsettiğimi hepiniz anladınız…

Evet, Usain Bolt.

Yıllık geliri 34, 2 milyon dolar.” Diyerek “Beden Eğitimi derslerinde, sportif faaliyetlerde her branştan bir Usain Bolt çıkartamıyorsak şapkayı önümüze koyup biraz düşünmemiz lazım.” Diye de ekliyor.

Mevcut Beden Eğitimi dersi, şu veya bu sebepten ötürü uluslar arası standartlarda bir sporcu yetiştirmekte eksik kaldığına değinen Özkan ERDEM; “Spor çalıştırıcılarına düşen bazı görevler vardır. Bence Beden Eğitimi ve Spor çalıştırıcıları şunlara dikkat etmeliler” diyerek bazı tavsiyelerde bulunuyor.

İşte Milat Gazetesi yazarı Özkan ERDEM’in Beden Eğitimi ve Spor çalıştırıcılarına tavsiye ettiği o maddeler:

Toplumda eksik olan sporun önemi konusunda farkındalık oluşturma çalışmaları yapmalılar. Veya öğrencileri, velileri, iş verenleri, esnafı, meslek gruplarını sporun önemi konusunda bilgilendirme çalışmalarına daha fazla ağırlık vermelidirler.
Beden Eğitimi ve Spor müfredatını yenilemeliler. Bu müfredata; Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Ülkelerinin ötesine taşıyacak bir misyon ile, spor eğitimimizi dünyada lider olarak gösterilecek şekilde bir numara haline getirecek milli bir ruh kazandırmalılar.
Bir keşif çalışması veya alan taraması vb bir çalışma ile ülke vatandaşlarının sportif kodlarını analiz edip bu yönde bir yerel, milli bir spor eğitimi sistemini oturtma projeleri yürütmelidirler.
Disiplinler arası bir çalışma başlatmalıdırlar. Diğer alanlarda eğitim veren dallar, branşlar ile işbirliği yapıp onlara yönlendirici rehberlik hizmetini vererek, keşfedilmiş yeteneklerin spor dallarına kazandırılmasını sağlamalıdırlar.
Spor liselerinin sayısı arttırılması yönünde çalışmalar başlatılmalıdır. Disiplinler arası bir vizyon oluşturulmalıdır. Bir kurul kurulmalı, okullarda boş geçen Beden Eğitimi dersleri işlevsel hale getirtilmelidir. Okullar arası, iller arası yarışmalara ağırlık verilmelidir. Gerekirse anaokulları bazında spor anaokulları kurulmalıdır. Veliler yetenekli çocuklarını normal anaokulları yerine spor anaokullarına kayıt yaptırma imkanı tanınmalıdır.
Okullar, Gençlik Spor İl Müdürlükleri ile daha aktif çalışmalı, projelere ağırlık vermeli, yılda bir iki olan sportif faaliyet sayısını arttırmalı yılda en az yirmi otuz faaliyet gerçekleştirebilmelidirler.
Beden Eğitimi öğretmenleri, antrenörler, spor çalıştırıcıları birlik ve beraberliklerine daha çok önem vermeli, takım ruhunu sağlayıp çalışmalıdır.
Bu yazıyı yazıp bitirdikten sonra haber sitelerine baktığında “Beden Eğitimi dersi kalkacak diye korkuyorum” başlıklı bir habere rastladığını, tıklayıp açtığında bu sözün Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Cumhurbaşkanının oğlu olan Bilal Erdoğan’a ait olduğunu yazdı.

Bilal Erdoğan’ın “Müzik, resim, spor, beden eğitimi dersleri her zaman bütün müfredat sistemi içerisinde geri planda bırakılıyor. Girdiğimiz sarmal bizi hemen hemen beden eğitimi dersinin kaldırılmasına kadar götürecek diye korkuyorum” dediğine değinen Milat Gazetesi yazarı Özkan ERDEM, köşe yazsısını; “Beden Eğitimi öğretmenlerine bu konuda çok büyük bir iş düşüyor…” sözleri ile bitirdi. 


Milat